Dünyanın en çok okuyan ilk 10 ülkesi

İlik Hırsızları, insanların hayal kurmayı unuttuğu kasvetli ve pek de hoş olmayan bir gelecekte geçen, gençler için distopik bir roman. Bunun yıkıcı psikolojik etkileri olmuştur. Sonuç olarak, sinsi hükümet, iliklerinden kurtarıcı bir serum elde etme umuduyla, hala rüya gören az sayıdaki insanın peşine düşmüştür.

Ülkedeki diğer favoriler ise Richard Wagamez’in Kızılderili bir çocuğun dramını anlattığı Indian Horse (Kızılderili Atı) ve War

Meksika

Sıralama: 4.2

Ankete katılan Meksikalıların %52’si her gün ya da haftada en az bir kez kitap okuduklarını belirtmiştir. En çok okunan kitap ise Mark Luons tarafından yazılan Espejos y Ventanas (Aynalar ve Pencereler) oldu.

Espejos y Ventanas, Latin Amerika edebiyatı geleneğini takip ediyor – Kennett Square’deki bir Meksika topluluğunda yaşayan sıradan insanlar hakkında bir roman. Daha iyi bir yaşam için ABD’ye göç eden Meksikalıların; Meksika’da geride kalan ebeveynlerinin; aynı anda neredeyse iki ülkede birden var olmak zorunda kalan çocuklarının hikayesini anlatıyor. “Aynalar ve Pencereler, göçmenlerin sosyal, siyasi ve ekonomik hakları için verdikleri mücadeleyi gözler önüne seriyor.

Ayrıca Fernando Núñez Beserra’nın 19. ve 20. yüzyıllarda fahişelik ve bu faaliyete karşı uygulanan zulüm üzerine bir çalışması ve Ölüler Günü kutlamalarının incelikleri ve gelenekleri üzerine resimli bir popüler bilim kitabı da bu ülkede en çok okunan kitaplar arasında yer aldı.

Brezilya

Değerlendirme: 4.3

Brezilyalı katılımcıların %53’ü her gün olmasa da haftada en az bir kez kitap okuduğunu belirtmiştir. Aslında, onu dünyanın en çok okuyan ülkelerinden biri yapan da budur. Brezilyalılar arasında en popüler kitap ise A Sutil Arte de

“Körlüğün İnce Sanatı” alışılmadık bir yaşam biçimini öğreten kurgusal olmayan bir eser. Açıkça konuşmayı ve davranmayı öğretir, gereksiz ve anlamsız olumluluktan kaçınır ve esasen motivasyon kılavuzlarına eleştirel bir yanıttır. Yazarın bakış açısına göre, mutluluğa ulaşmak için olumlu olanı aramak değil, kişinin kusurlarını kabul etmesi gerekir.

Ayrıca ülkede en çok okunan kitaplar arasında klasik Amerikalı yazar Ray Bradbury’nin distopik romanı Fahrenheit 451 derece ve Hal Elrod’un erken kalkmanın faydalarını tartışan ve iyi sabah alışkanlıklarını öğreten kurgusal olmayan eseri O milagre da manhã (Sabah Mucizesi) yer alıyor.

Arjantin

Değerlendirme: 4.4

Ne sıklıkla okudukları sorulduğunda, Arjantinlilerin %53’ü her gün ya da haftada en az bir kez okuduklarını belirtmiştir. En popüler kurgu eseri Rachel Lippincott’un One Meter Apart adlı romanıdır.

“Birbirimizden Bir Metre Uzakta” – iki gencin aşk hikayesini anlatan bir gençlik romanı. Ve bir “ama” olmasaydı o kadar da kötü olmazdı. Eğer bir erkek bir kıza dokunursa, kız ölür. Yani ölümcül bir hastalık, duyguların ve ilişkilerin gelişmesine biraz engel oluyor. Sadece Arjantin’de değil, çok sayıda ülkede en çok satanlar listesine giren kitap gerçek olaylara dayanıyor.

Ama Arjantinliler sadece duygusal nesirlere düşkün değil. Bu ülkede en çok okunan kitaplar arasında yer alan Sapiens. Yuval Noah Harari’nin İnsanlığın Kısa Tarihi, türümüzün evrimi üzerinden evrimsel biyoloji üzerine popüler bir bilim metni; ve Arjantinli yazar Mercedes Romero’nun Kavanozlardaki Ateşböcekleri adlı şiir derlemesi.

ABD

Değerlendirme: 4.5

Amerikalıların %55’i her gün olmasa da haftada en az bir kez kitap okuduğunu belirtmiştir. Bu da ABD’yi dünyanın en çok okunan ülkeleri listemizde 6. sıraya yerleştirdi. En popüler kitap ise Barack Obama’nın eşinin anıları.

Michelle Obama’nın Becoming adını verdiği anı kitabı, öncelikle First Lady’nin kendi hayatını konu alıyor ve siyasete neredeyse hiç değinmiyor. Kitapta Princeton ve Harvard Hukuk Fakültelerine gittiğini, bir hukuk bürosunda çalıştığını ve kocasıyla tanıştığını hatırlıyor. 2008’in seçim sonrası anlatısı bile siyasetten çok aile yaşamıyla ilgili.

Amerikalılar temelde siyasetle ilgileniyor. Michael Wolff’un 45. ABD başkanının ilk aylarını anlatan devasa kitabı Ateş ve Öfke: Trump Beyaz Sarayının İçinde de bu ülkenin en popüler kitapları arasında yer alıyor. Bir diğer çok satan kitap ise Rachel Hollis’in yazdığı Girl, Wash Your Face – genç kızlar için anı, motivasyon tavsiyeleri ve sağduyulu konuşmaların bir karışımı.

BIRLEŞIK KRALLIK

Değerlendirme: 4.6

Birleşik Krallık’taki katılımcıların %56’sı araştırmacılara haftada en az bir kez kitap okuduklarını söyledi. İşte bu yüzden bu ülke sıralamada 5. sırada yer aldı. Ve en popüler roman Eleanor O

“Eleanor Oliphant…” – kitaba adını veren kadın kahramanın hikâyesini anlatan, hayat dolu bir roman. Eleanor geçmişi ve bugünü sorunlu, tuhaf, alaycı, açık ve dürüst bir kadındır. Çocukken akıl hastalığından muzdarip annesiyle birlikte yaşıyordu. Büyüdüğünde de hastalara pek iyi davranmayan bir hemşire oldu. Kitap, öfkeden hüzne, yalnızlıktan gelecek için umuda kadar çok çeşitli duygular uyandırıyor.

Bu ülkede en çok satan diğer kitaplar arasında İngiliz komedyen Adam Kay’in tıp mesleğiyle ilgili notlarından oluşan “It Will Hurt: The Secret Diaries of a Junior Doctor” ve bir mamut bulmak için yola çıkan bir kızı anlatan “The Ice Monster” adlı çocuk kitabı yer alıyor.

İtalya

Değerlendirme: 4.7

Ankete katılan İtalyanların %56’sı da haftada bir ya da daha sık kitap okuduklarını belirtmiştir. En popüler kitap ise yerel yazar Andrea Camilleri’nin L’altro capo del filo (İpin diğer ucu) adlı kitabıydı.

Andrea Camilleri en çok The Shape of Water’ın yazarı olarak tanınıyor, ancak ülkemizde en çok polisiye dizileriyle tanınıyor. “İpin Öte Ucu” da bu türe ait. Genç ve saygın bir terzinin vahşice öldürülmesini konu alan bir dedektiflik hikâyesi. Ve Andrea Camilleri’nin diğer onlarca romanının kahramanı olan polis komiseri Montalbano da soruşturmaya katılır.

Elena Ferrante’nin Napoliten fakir bir mahallede yaşayan iki kadını anlattığı romanı My Brilliant Friend ve Antonio Mancini’nin yine İtalya’da ün yapmış polisiye dizisi 7-7-2007 de bu ülkenin en popüler eserleri arasındaydı.

İspanya

Değerlendirme: 4.8

İspanya, dünyanın en çok kitap okuyan ilk üç ülkesi listesinde başı çekiyor – katılımcıların %57’si haftada en az bir akşamını kitapla geçirdiğini itiraf etti. En popüler kitap ise Javier Marías tarafından yazılan Berta Isla oldu.

Berta Isla, İngiliz istihbarat subayı Thomas ile gizemli kadın Berta’nın dokunaklı aşk hikayesini anlatan neredeyse bir casus romanı. Ancak aksiyon ve diğer heyecan verici silahlı çatışma kovalamacaları için umutlanmayın. Berta Isla yavaş yavaş insan ruhunun en karanlık ve karanlık köşelerine girerek dokunaklı bir ilişkinin kopuş hikayesini anlatıyor.

Ayrıca çok satan romanı Un andar so

Türkiye

Değerlendirme: 4.9

Sanılanın aksine, Türkiye dünyanın en çok kitap okuyan ülkesi olarak ikinci sırada yer alıyor – ankete katılanların %59’u haftada en az bir kez kitap açtıklarını itiraf ediyor. En popüler roman ise Victor Pelevin’in The Art of the Light Touch (Hafif Dokunuş Sanatı) adlı kitabıydı.

Victor Pelevin, Hafif Dokunuş Sanatı’nda en sevdiği tür olan aşkın düzyazıya geri dönüyor ve sürekli olarak türleri, tarzları ve olayları karıştırıyor. Kitabın ne hakkında olduğunu söylemek zor. “Işığa Dokunma Sanatı” bir roman değil, modernite ve antikite arasında hassas formülasyonlar ve nükteli alegorilerle noktalanan metaforik bir yolculuk.

Türkiye’da en çok satanlar arasında Alexander Polyarny’nin, bazı okurların sıcak bir ekose altında bir fincan kapuçinoya benzettiği, bazılarının ise göz alıcı bir grafomani olarak nitelendirdiği, duygusal düzyazının inanılmaz derecede tartışmalı bir eseri olan Nane Masalı ve George Orwell’in güncel siyasi gerçeklerle yeniden ilişki kuran bir anti-ütopya olan 1984’ü de vardı.

Çin

Değerlendirme: 5.0

Dünyanın en çok kitap okunan ülkesi ise Çin. Ve sadece en kalabalık eyalet olduğu için değil. Çinli katılımcıların %79’u haftada en az bir kez kitap okuduğunu söylüyor. En popüler roman ise ünlü yerel yazar Yu Hua’nın Living adlı romanıdır.

‘Live’ yeni bir çalışma olmaktan çok uzak. İlk olarak 1993 yılında yayımlanmıştır. Roman, Çin Devrimi’ni, sonrasını ve sıradan insanlar üzerindeki etkisini anlatıyor. Hikaye, zengin bir toprak sahibinin oğlu olan Fugui’yi merkeze alıyor. Devrimden önce kendine hizmet eden bir asilzadeydi, devrimden sonra ise devlet tarafından zulme uğradı.

Buna ek olarak, bu ülkede en çok satanlar listesinde Liu Cixin’in üç kitabı da (“Üç Bedenin Görevi”, “Karanlık Orman”, “Ölümün Sonsuz Yaşamı”) yer alıyor; “sert” bilim kurgu romanlarından oluşan bu seri, yabancı uygarlıklarla olası teması son derece ilginç bir şekilde anlatıyor ve Fermi paradoksuna çok tuhaf bir çözüm sunuyor.